Sigortacı Kimdir?
Sigorta kurumlarla sağlanan bir anlaşma türüdür. Kişinin; yaşamını, sağlığını veya mallarının karşılaşabileceği zararları en aza indirme konusunda ona yardımcı olur. Sigortalı ile sigorta şirketi arasında imzalanan bu akde aracılık eden kurum veya kişiye de “sigortacı” denir.
Hayatınız boyunca çalışıp, belki de çok zor şartlardan geçerek edindiğiniz mallarınızı ve sağlığınızı korumak istiyorsunuz biliyoruz. Peki onları koruyabilmek için gerçekleşmesi öngörülen risklerin en doğru şekilde tespit edilmesinde ve en kapsamlı şekilde teminat altına alınmasında size danışmanlık hizmeti veren bir sigorta acentesi nasıl olunur?
Sigortacı nasıl olunur?
Hiç de öyle aklınıza altı yıl tıp okumak, TUS sınavını geçmek veya mühendislik fakültesinden mezun olmak gibi yeterlilik içeren şartlar gelmesin.
Mevcutta bir kişi sigorta acentesi olmak istiyorsa; herkesin kolay bir şekilde başvurarak bir hafta sonu eğlencesine çevirebileceği SEGEM Sınavına katılması, bu sınavdan 60 ve üzeri bir puan alması mesleğe atacağınız ilk adım oluyor.
İlave olarak ne isteniyor bakalım;
Bir deneyim süresi isteniyor. Nedir bu deneyim süresi?
- Kişi, ön lisans bankacılık ve sigortacılık mezunu ise 24 ay
- 4 yıllık herhangi bir bölüm mezunu ise 18 ay mesleki deneyim şartı aranıyor.
- 4 yıllık bankacılık ve sigortacılık ile aktüerya lisans mezunu iseniz deneyim şartına da gerek duyulmuyor.
İlk bakışta baya da prosedürü varmış gibi görünüyor değil mi? Bu şartlardan hiçbirini taşımayıp, bu şartları sağlayan ve sektördeki asgari ücretin altında maaşlarla çalışan binlerce emekçiden birinin belgesini kullanarak (acente müdürü) acentelik faaliyetine başlayabileceğinizi saymazsak!
Durun daha kötüsü de var! Halihazırdaki acentelerin çok çok büyük bir kısmı zaten bu şartları taşımıyor. Nasıl mı oluyor? Yukarıda belirtilen “zorlayıcı” şartların yürürlüğe girme tarihi 2016 yılı. Yani; 2016 yılı öncesi bu mesleğe başlayanlarda bu şartlar dahi aranmadı.
Sigortacılık mesleği; yapacak bir iş bulamayıp, cebinde sermayesi de olmayan, hayatı boyunca kendini bir noktaya taşıma mücadelesi vermemiş, tek güvendiği noktanın ya “biz buranın yerlisiyiz çok çevremiz var” ya da babadan kalma olduğu için kira masrafı da olmayacak bir dükkan sahibi olan kişilerce, tanzim edilen eksik ve hatalı poliçeler sebebi ile tüketici nezdinde haklı olarak itibar bulamamaktadır.
Mesleki tecrübeyi bilmem kaç yıldır acentelik yapmakta gören ancak, tüketiciye sunduğu hiçbir poliçeyi dahi okuma zahmetine girmeyen, tek motivasyonu en uygun primi bulmak olan, risk gerçekleştiğinde de ortaya çıkan problemlerde topu sigorta şirketi üzerine atan meslektaşlarımız sektörde olduğu müddetçe ve tüketicileri yanlış yönlendirdikleri sürece sigorta poliçesine olan güveni tüketici nezdinde sağlamak çok kolay olmayacak.
Sigorta Acentenizi seçerken hangi kriterleri önemsemelisiniz?
Biz bu tip acenteleri; aracında şoför çalıştıran ticari taksi plakası sahiplerine benzetiyoruz. Sarı Taksi sıkıntısı maalesef Sigortacılık sektöründe de kendini Sarı acenteler olarak göstermekte. Burada kendi aracında taksiciliğini alnının teri ile yapan, müşterisini el üstünde tutan emekçileri tenzih ediyoruz.
Peki en basitinden nedir bu mesleki bilgilerini güncellemeyen “sarı acentelerin” sizleri uğratacağı zararlar? Basit bir örnek verelim;
Trafikte seyir halindeyken dalgınlıkla kırmızı ışıkta geçtiniz ve bir kazaya sebebiyet verdiniz. Tutanaklar tutuldu ve kusur oranları belirlendi. Kusur %100 size verildi. Sizin trafik sigortanız karşı aracın hasarını yani mağduriyetini karşıladı. Sonrasında kırmızı ışık ihlali dolayısı ile trafik poliçeniz ödediği hasar tutarını size rücu etti. Sizler de telefona sarıldınız ve SARI acentenizi aradınız;
- Sarı Acente Bey geçen gün yaptığım kaza vardı ya
- EVET
- Bizim trafik poliçesi ödediği hasarı bize rücu etmiş, şimdi tebligat geldi.
- E ABİ TABİKİ ÖYLE OLACAK, KIRMIZI IŞIKTA GEÇMİŞTİNİZ YA
- Hımm öyle mi oluyor?
- TABİ Kİ ABİ, BURADA KUSURLU SENSİN.
- Çok teşekkür ederim Sarı Acente Bey ben o zaman vakit kaybetmeden bu rücuyu ödeyeyim.
Aynı senaryoyu profesyonel bir acente gözünden bakalım;
- Merhabalar geçen gün yaptığım kaza sonrası bana rücu geldi.
- HEMEN İTİRAZDA BULUNUN.
- Nasıl yani?
- HER KIRMIZI IŞIK İHLALİ AĞIR SUÇ DEĞİLDİR. BU KONU İLE İLGİLİ YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2015/16576E. VE 2016/3671 K. SAYILI KARARLARI VAR. BEN KONUNUN DETAYLARINI SİZİNLE YAZILI OLARAK PAYLAŞACAĞIM. SİZLER VAKİT KAYBETMEDEN İTİRAZDA BULUNUN. AVUKAT İHTİYACINIZ VAR İSE FİRMAMIZIN AVUKATINI DA BU KONUDA SİZLERE YÖNLENDİREBİLİRİZ.
- Çok teşekkür ederim beni iki yüz bin TL. rücudan kurtardınız.
Bilgilendirme Yazısı;
Yargıtay kararları ışığında değerlendirme yapmak gerekirse, sürücünün kasıtlı olmayan hareketi sonucu kaza meydana gelirse sigorta şirketinin rücu imkanı doğmamaktadır. Kırmızı ışıkta geçen sürücünün kusurunun %100 olduğunu söylemek mümkünse de yasaya uymama kapsamında olup kasıtlı ve ağır bir kusuru olduğunu söyleyebilmek için bu husus tek başına yeterli değildir. Bu nedenle sigorta şirketinin rücu imkanı doğmayacaktır.
Ez cümle; siz siz olun poliçenizi “yıllardır aile dostumuz kıramıyoruz” acentesinden, “akrabamız” acentesinden, “arkadaşımız” acentesinden yani SARI acentelerden değil, sizlerin yanında hasar anında da bilgi ve tecrübesi ile duracak profesyonel acentelerden alın.
Unutmayın en pahalı sigorta SARI Acentelerden alınan poliçedir!